Ana içeriğe geç

Amaç

Bu kontrol listesi, ürünün kullanıcıyla olan fiziksel ve dijital etkileşimini değerlendirmek, kullanım kolaylığını artırmak ve farklı kullanıcı profillerine erişilebilir bir deneyim sunmak için hazırlanmıştır. Hedef, fonksiyonel olduğu kadar sezgisel, erişilebilir olduğu kadar estetik bir ürün geliştirmektir.


Kullanıcı Odaklı Tasarım Süreci

1. Hedef kullanıcı profili (persona) tanımlandı mı?

Tasarım sürecine başlamadan önce, ürünün kim için geliştirildiği açıkça tanımlanmalıdır.

Kullanıcı profili (persona) şu kriterlere göre belirlenmelidir:

  • Yaş aralığı ve fiziksel özellikler
  • Meslek veya kullanım amacı
  • Teknik bilgi seviyesi
  • Kullanım ortamı (ev, laboratuvar, tarla, fabrika, dış mekân)
  • Kullanım sıklığı ve süresi

Bu bilgiler, ürünün boyutlandırmasından arayüz tasarımına kadar tüm kararları doğrudan etkiler. Persona tanımları, proje başında oluşturulmalı ve ürün yaşam döngüsü boyunca güncel tutulmalıdır.

2. Kullanıcı senaryoları (use case) oluşturuldu mu?

Her persona için tipik kullanım senaryoları (use case) belirlenmelidir.

Bu senaryolar;

  • Normal kullanım akışı
  • Olağan dışı durumlar (hata, kesinti, enerji kaybı)
  • Bakım ve kurulum süreçleri

gibi farklı koşulları içermelidir. Senaryolar, ürünün hem fonksiyonel bütünlüğünü hem de gerçek dünyadaki davranışını test etmenin temelidir. Use case belgeleri, tasarım doğrulama (Design Validation) aşamasında referans olarak kullanılmalıdır.

3. Ergonomi çalışmaları yapıldı mı (boyut, ağırlık, kavrama, tuş mesafesi)?

Ürünün fiziksel tasarımı, ergonomik ölçülere ve insan faktörleri mühendisliği ilkelerine göre değerlendirilmelidir.

Bu değerlendirme aşağıdaki unsurları kapsamalıdır:

  • Ürün boyutu ve ağırlığı
  • Kavrama, tutuş veya montaj pozisyonu
  • Tuş, knob veya ekran mesafesi
  • Görsel erişim açıları ve okunabilirlik
  • Kullanımda oluşabilecek tekrarlı hareket veya kas yorgunluğu

Tasarım, ISO 9241, IEC 62366 ve ISO 6385 standartlarına uygun olarak ergonomik analizden geçirilmelidir. Ergonomi testleri, hem prototip üzerinde hem 3D dijital simülasyonla desteklenmelidir.

4. Tasarım öncesi kullanıcı geri bildirimi (interview, survey) alındı mı?

Tasarım başlamadan önce potansiyel kullanıcılarla mülakat, anket veya saha gözlemi yapılmalıdır. Bu süreç, kullanıcıların gerçek ihtiyaçlarını, beklentilerini ve kullanım alışkanlıklarını anlamayı sağlar.

Örneğin:

  • Kullanıcı cihazı hangi ortamda kullanıyor?
  • Ürünün en çok hangi özelliğine ihtiyaç duyuyor?
  • Kullanım sırasında hangi hataları veya zorlukları yaşıyor?

Bu geri bildirimler, ürünün "tasarım brief" dokümanına doğrudan yansıtılmalı ve tasarım hedefleri buna göre belirlenmelidir. Erken aşamada alınan kullanıcı iç görüleri, sonraki revizyonlarda yapılacak pahalı tasarım değişikliklerini önler.

5. Tasarım sonrası prototipler üzerinde kullanıcı testleri (usability test) gerçekleştirildi mi?

Tasarım tamamlandıktan sonra, prototipler veya erken üretim örnekleri üzerinde kullanıcı testleri yapılmalıdır.

Bu testlerde gözlemlenen temel metrikler şunlardır:

  • Kullanım kolaylığı ve öğrenme eğrisi
  • Hata yapma oranı ve kurtarma süreleri
  • Tuş, ekran veya arabirim tepkiselliği
  • Görsel/işitsel geri bildirim yeterliliği
  • Kullanıcı memnuniyeti (subjective score)

Test sonuçları, Usability Test Report formatında belgelenmeli ve her bulguya karşılık gelen tasarım aksiyonu tanımlanmalıdır. Bu yaklaşım, ürünü gerçek kullanıcı deneyimiyle sürekli rafine etmenin temelidir.

Görsel ve Fiziksel Geri Bildirim

6. Kullanıcıya ürün durumu net şekilde iletiliyor mu?

Ürün, çalışırken bulunduğu durumu kullanıcıya anlık, açık ve tutarlı biçimde iletmelidir. Bu durum göstergeleri LED, sesli uyarı veya ekran bildirimi aracılığıyla sunulabilir.

Temel durum örnekleri:

  • Aktif (ON) – sistem çalışıyor
  • Hata (Error) – işlem durdu veya arıza oluştu
  • Şarj (Charging) – enerji alımı devam ediyor
  • Bekleme (Standby) – düşük güç veya hazır bekleme modu

Durum göstergeleri ürünün ön yüzünde, kullanıcı görüş açısında ve doğrudan anlaşılabilir biçimde konumlandırılmalıdır. Geri bildirim eksikliği, kullanıcının ürüne olan güvenini azaltır ve servis taleplerini artırır.

7. Renkler anlamlı ve tutarlı mı?

Tüm görsel göstergelerde (LED, ekran, ikon, uyarı etiketi) kullanılan renkler, evrensel anlamlara ve endüstri standartlarına uygun olmalıdır:

  • Kırmızı: Hata / acil durum
  • Yeşil: Normal çalışma
  • Sarı / Turuncu: Uyarı / dikkat
  • Mavi: İletişim / bağlantı durumu
  • Beyaz: Nötr bilgi veya aydınlatma

Renk kullanımı sistem genelinde tutarlılık göstermeli; bir durum biriminde "kırmızı uyarı" anlamına gelirken başka bir birimde "şarj göstergesi" olarak kullanılmamalıdır. Bu standart, kullanıcı öğrenme süresini azaltır ve ürünün sezgisel kullanılabilirliğini artırır.

8. Durum LED'leri kullanıcı görüş açısına göre konumlandırıldı mı?

LED göstergeler, cihazın tipik kullanım pozisyonu ve bakış açısı dikkate alınarak yerleştirilmelidir.

  • Masaüstü ürünlerde: üst veya ön panel tercih edilir
  • Taşınabilir ürünlerde: üst kenar veya eğimli yüzeyler önerilir
  • Endüstriyel cihazlarda: uzak mesafeden görünür olacak şekilde konumlandırılmalıdır

LED'lerin parlaklık seviyesi ortam ışığına göre yeterli olmalı, ancak göz kamaştırıcı düzeyde olmamalıdır. İsteğe bağlı olarak ışık difüzörü veya yarı saydam lens kullanılabilir.

9. Sesli geri bildirim seviyesi ayarlanabilir mi veya sessiz mod mevcut mu?

Ürünün sesli uyarı mekanizmaları (buzzer, hoparlör, tıklama sesi vb.) kullanıcı tarafından ayarlanabilir olmalıdır. Kullanıcı farklı ortamlarda (sessiz ofis, fabrika, açık alan) ürünü rahatsızlık yaratmadan kullanabilmelidir. Sessiz mod (mute) veya düşük ses seviyesi opsiyonu sunulmalıdır. Sesli geri bildirimlerin frekans, süre ve aralık değerleri kullanıcıyı bilgilendirecek, ancak strese sokmayacak düzeyde olmalıdır.

10. Titreşim / haptik geri bildirim (gerekiyorsa) uygun şiddette mi?

Taşınabilir veya dokunsal etkileşim içeren ürünlerde titreşimli (haptik) geri bildirim, kullanıcıya sistem yanıtını fiziksel olarak hissettirmelidir. Titreşim şiddeti, cihazın ağırlığına, kullanım süresine ve ortam koşullarına göre optimize edilmelidir. Çok zayıf titreşim fark edilmez; aşırı titreşim ise kullanıcı rahatsızlığı yaratır.

Örnek: 150–250 Hz aralığında kısa (50–150 ms) darbeler genellikle optimal algılanır.

11. Kullanıcıyı yönlendiren görsel ikonlar veya işaretler anlaşılır mı?

Tüm görsel işaretler (ikon, ok, sembol, uyarı etiketi) evrensel grafik diline uygun ve metin gerektirmeden anlaşılır olmalıdır.

Örnek:

  • Güç tuşu → "⏻"
  • Bluetooth → "🔷"
  • Şarj → "⚡"
  • Uyarı → "⚠️"

İkonografi tüm ürün yüzeyinde ve dijital arayüzde tutarlı ölçü ve çizgi kalınlığıyla kullanılmalıdır. Karışık veya aşırı soyut ikonlar kullanıcı hatasına yol açabilir. İkon anlamları kullanıcı kılavuzunda da açıklanmalıdır.

12. Ürün yüzeyinde dokunsal (tactile) farklılıklar mevcut mu?

Kullanıcı arayüzündeki fiziksel öğeler (tuş, buton, knob) dokunsal olarak ayırt edilebilir biçimde tasarlanmalıdır.

Örneğin:

  • Güç tuşu diğerlerinden belirgin kabartmalı veya çukur olabilir
  • Acil durdurma butonu (emergency stop) kırmızı ve daha büyük olmalıdır
  • Sık kullanılan kontroller, kullanıcı elinin doğal hareket hattına yerleştirilmelidir

Bu farklar, karanlık ortamda veya eldivenle kullanımda bile doğru etkileşimi garanti eder. Dokunsal geri bildirim, görsel tasarım kadar kullanıcı güveni üzerinde etkilidir.

Erişilebilirlik ve Kapsayıcılık

13. Ürün farklı kullanıcı grupları (yaşlı, görme veya işitme engelli, el becerisi kısıtlı) için erişilebilir mi?

Ürün tasarımı, farklı fiziksel veya duyusal yeteneklere sahip kullanıcıları kapsayacak şekilde değerlendirilmelidir. Bu, evrensel tasarım (universal design) yaklaşımının temelidir.

Örnek uygulamalar:

  • Görme engelliler için kabartmalı ikonlar veya sesli yönlendirme
  • İşitme engelliler için LED uyarılar veya titreşimli bildirim
  • El becerisi kısıtlı kullanıcılar için büyük butonlar ve düşük kuvvetli anahtarlar

Tasarım sürecinde erişilebilirlik testleri yapılmalı ve geri bildirimler, ergonomi raporlarına dahil edilmelidir. Referans: EN 301 549, WCAG 2.1, ISO 9241-210.

14. Yüksek kontrastlı arayüz veya renk körlüğü dostu modlar değerlendirildi mi?

Arayüz tasarımında renk kontrast oranı (contrast ratio) en az 4.5:1 olmalıdır. Kritik bilgi içeren ekranlar, "yüksek kontrast modu" veya renk körlüğü dostu (color-blind friendly) alternatif paletlerle test edilmelidir.

Örnek:

  • Yeşil-kırmızı kombinasyon yerine mavi-turuncu kullanılabilir
  • Arka plan ve metin rengi yeterli fark oluşturmalıdır

Bu testler, WCAG 2.1 ve ISO 9241-171 standartlarına göre yapılmalıdır. Görsel erişilebilirlik, yalnızca ekran tasarımı değil; LED, ikon ve etiketlerde de tutarlı olmalıdır.

15. Kritik işlevler yalnızca renk ile değil, aynı zamanda ikon veya metinle ifade edildi mi?

Kullanıcıya iletilen uyarı veya durum bilgileri sadece renge dayanmamalıdır. Her kritik bilgi, aynı zamanda ikon, metin veya şekil ile desteklenmelidir.

Örneğin: "Kırmızı LED" + "⚠️" ikon + "ERROR" metni kombinasyonu.

Bu yaklaşım, renk algısı sınırlı veya renk körü kullanıcılar için erişilebilirliği artırır. Ayrıca, farklı ışık koşullarında ürünün anlaşılabilirliğini güçlendirir.

16. Fiziksel tuşlar yeterli aralığa sahip mi (12 mm veya daha fazla merkezden merkeze)?

Tuşların arası, insan parmak anatomisine uygun biçimde en az 12 mm merkezden merkeze olmalıdır. Bu mesafe, yanlış tuş basma riskini azaltır ve eldivenle kullanımda rahatlık sağlar. Sık kullanılan butonlar arasında daha geniş boşluk (14–16 mm) tercih edilmelidir. Tuş boyutu ve aralığı ergonomik testlerle doğrulanmalıdır (ISO 9241-420 referans alınabilir).

17. Tuşların basma kuvveti ve geri bildirimi ergonomik değerlere uygun mu (60–100 gF)?

Fiziksel butonların basma kuvveti, dokunsal geri bildirimi (click feel) ve seyahat mesafesi (travel distance) kullanıcı konforuna uygun olmalıdır.

  • Ortalama kuvvet: 60–100 gF (yaklaşık 0.6–1 N)
  • Seyahat: 0.5–1.5 mm

Çok sert tuşlar uzun süreli kullanımda yorgunluk, çok yumuşak tuşlar ise kontrolsüz basma hatası oluşturabilir. Tuş mekanizmaları testlerde 100.000+ çevrim ömürüne göre değerlendirilmelidir.

18. Bağlantı portları (USB, güç girişi, ses, veri) kolay erişilebilir ve yönleri sezgisel mi?

Tüm bağlantı noktaları kullanıcı tarafından kolayca bulunabilir ve erişilebilir konumda olmalıdır. Port yönleri, doğal tak-çıkar hareketi (örn. yatay yerine dikey erişim) ile uyumlu olmalıdır. Özellikle sık kullanılan portlar (USB, şarj, veri) ürünün arkasına veya altına gizlenmemelidir. Port çevresinde minimum 10 mm boşluk bırakılarak fiziksel erişim kolaylığı sağlanmalıdır. Bağlantı yönleri görsel işaret veya kabartma ikonlarla desteklenmelidir.

19. Ürün, tek elle veya eldivenle kullanılabilir şekilde tasarlandı mı?

Kullanıcı, cihazın tüm temel fonksiyonlarını tek elle veya eldiven takılıyken kullanabilmelidir. Bu özellikle saha, endüstriyel veya dış ortam uygulamalarında önemlidir. Buton, joystick veya ekran konumları başparmak erişimi (thumb reach) sınırları içinde olmalıdır. Dokunmatik ekranlı ürünlerde eldiven modunun desteklenmesi önerilir. Kullanıcı testlerinde bu ergonomik senaryolar pratik olarak doğrulanmalıdır.

20. Ekran veya arayüz parlaklığı farklı ortam ışık koşullarında okunabilir mi?

Ekranlar hem parlak güneş ışığında hem de düşük ışıklı ortamlarda rahat okunabilir olmalıdır. Ekran parlaklığı tipik olarak 400–800 nit aralığında, kontrast oranı ise 1000:1 veya daha yüksek olmalıdır. Otomatik parlaklık ayarı (ambient light sensor) veya manuel parlaklık kontrolü sağlanmalıdır. Yansıma önleyici (anti-glare) yüzey kaplamaları ve yüksek kontrastlı tema tasarımı tercih edilmelidir.

21. Kritik uyarılar sesli + görsel kombinasyonla iletiliyor mu?

Tüm kritik sistem uyarıları (örneğin hata, pil bitiyor, bağlantı kaybı) en az iki farklı kanal üzerinden kullanıcıya iletilmelidir:

  • Görsel: LED, ekran, ikon
  • İşitsel: sesli uyarı tonu veya alarm
  • (isteğe bağlı) Titreşim: haptik geri bildirim

Bu çoklu bildirim yaklaşımı, farklı duyusal kısıtlamalara sahip kullanıcıların da uyarıları algılayabilmesini sağlar. Ayrıca acil durum senaryolarında insan algı süresini azaltarak güvenliği artırır.

Dijital Arayüz ve Etkileşim (Varsa)

22. Kullanıcı arayüzü (UI) dili açık, sade ve teknik jargondan uzak mı?

Arayüz dili, hedef kullanıcı kitlesinin teknik bilgi düzeyine göre sadeleştirilmelidir. Metinler kısa, doğrudan ve anlaşılır olmalı; teknik terimler yalnızca gerekli olduğunda kullanılmalıdır.

Örnek:

  • ❌ "Wi-Fi bağlantısı hatası, DHCP zaman aşımı."
  • ✅ "Bağlantı başarısız. Lütfen Wi-Fi ayarlarını kontrol edin."

Metinlerin dili samimi, yönlendirici ve kullanıcıyı stres yerine çözüm odaklı davranmaya teşvik etmelidir. Arayüzde kullanılan tüm metinler "microcopy" standardına göre gözden geçirilmelidir.

23. Arayüz öğeleri tutarlı mı (ikon stili, yazı tipi, renk paleti)?

Arayüzün tüm sayfalarında veya ekranlarında ikonografi, yazı tipi ailesi, boyut oranları ve renk paleti tutarlı olmalıdır. Tutarlılık, kullanıcıya güven hissi verir ve öğrenme süresini azaltır.

Tasarım kılavuzunda şu standartlar tanımlanmalıdır:

  • Ana renkler (primary palette) ve vurgu renkleri (accent)
  • Yazı tipi ailesi (örneğin "Roboto", "Open Sans")
  • İkon seti (örneğin "Material Icons", "Feather")
  • Düğme biçimleri (radius, border, shadow)

Tüm bu kurallar UI style guide veya Design System dokümanında tanımlanmalıdır.

24. Menü yapısı en fazla üç tıklama / dokunuşla ana işlevlere erişim sağlıyor mu?

Kullanıcı, temel işlevlere en fazla üç adımda (Three-Click Rule) ulaşabilmelidir. Aşırı derin menüler, kullanıcıyı yön kaybına uğratır ve hata oranını artırır. Menü düzeni, fonksiyonların kullanım sıklığına göre önceliklendirilmelidir. Kritik işlemler (örneğin veri kaydı, güç kontrolü, bağlantı durumu) birinci seviye menüde bulunmalıdır. UI akışı "User Flow Diagram" üzerinde test edilerek optimize edilmelidir.

25. Hatalı işlemler için kullanıcıya açıklayıcı mesaj gösteriliyor mu?

Her hatalı işlem, kullanıcıya yalnızca hata kodu değil, çözüm odaklı açıklama mesajı sunmalıdır.

Örnek: "Bağlantı başarısız. Lütfen Wi-Fi'yi kontrol edin veya tekrar deneyin."

Ek olarak, hata ekranlarında "Yeniden Dene", "Ayarları Aç" gibi eylem düğmeleri (call to action) bulunmalıdır. Hata mesajları kullanıcıyı suçlamamalı, yönlendirmelidir. Bu yaklaşım, UX yazımında "empathy-first communication" olarak bilinir.

26. Kullanıcı ayarları (örneğin parlaklık, ses, bağlantı tercihleri) kaydediliyor mu?

Kullanıcının yaptığı tüm kişisel ayarlar kalıcı hafızada (non-volatile memory) veya kullanıcı profili içinde saklanmalıdır.

Örneğin:

  • Parlaklık, ses düzeyi
  • Wi-Fi / Bluetooth tercihleri
  • Dil seçimi veya tema modu (dark/light)

Yazılım yeniden başlatıldığında bu ayarlar otomatik olarak geri yüklenmelidir. Bu, kullanıcı deneyiminde süreklilik sağlar ve cihazın "kişisel" algısını güçlendirir.

27. Mobil uygulama veya web arayüzü ürünle senkronize çalışıyor mu (OTA, status sync)?

Mobil veya web tabanlı uygulamalar, ürünle gerçek zamanlı senkronizasyon (status sync) sağlamalıdır.

  • Durum bilgisi (online/offline, pil seviyesi, hata durumu) gecikmesiz yansıtılmalıdır
  • OTA (Over-The-Air) yazılım güncelleme sistemi, hem cihaz hem uygulama sürümleriyle uyumlu olmalıdır
  • Senkronizasyon hatalarında kullanıcıya net bilgi verilmelidir: "Cihaz bağlantısı kesildi. Lütfen yeniden bağlanın."

Bu entegrasyonun güvenliği TLS/SSL veya benzeri şifreleme protokolleriyle sağlanmalıdır.

28. Uygulama performansı ölçülüyor mu (response time 300 ms'den kısa hedefiyle)?

Kullanıcı etkileşimine verilen yanıt süresi (response time), 300 milisaniyeyi geçmemelidir. Bu süre, insan algısında "anlık tepki" sınırıdır. Gecikmeler; animasyon, yükleme çubuğu veya ilerleme göstergesiyle kullanıcıya açıklanmalıdır. Performans ölçümleri, düzenli olarak telemetri logları veya profiling araçları (örneğin Firebase Performance, Perfetto, Tracealyzer) ile takip edilmelidir. Her yeni sürümde "UX Performance Benchmark" raporu oluşturulmalıdır.

29. Veri gizliliği (Privacy Policy) ve izin yönetimi kullanıcıya açıkça sunuluyor mu?

Ürünle birlikte gelen mobil veya web uygulaması, kullanıcıya veri işleme süreçleri hakkında açık bir gizlilik bildirimi (Privacy Policy) sunmalıdır. Kullanıcı hangi verilerin toplandığını, neden ve ne kadar süreyle saklandığını kolayca görebilmelidir.

Ayrıca;

  • Mikrofon, konum, sensör gibi izinler açıkça istenmeli
  • İzinler geri alınabilir olmalı
  • Veriler yalnızca onaylı kanallar üzerinden iletilmelidir

Bu yaklaşım, GDPR (EU), KVKK (TR) ve CCPA (US) yönetmeliklerine uygunluk sağlar.

Fiziksel Güvenlik ve Kullanım Konforu

30. Köşeler, kenarlar ve yüzeyler güvenli biçimde yuvarlatıldı mı (radius 1 mm'den büyük)?

Ürünün kullanıcıyla temas edebilecek tüm kenarları, köşeleri ve yüzey geçişleri minimum R1 mm yarıçap ile yuvarlatılmalıdır. Bu önlem; yaralanma, kesilme veya çarpma kaynaklı hasarları önler.

Metal veya plastik parçalarda, enjeksiyon sonrası çapak temizliği (deburring) ve kenar yumuşatma (edge rounding) işlemleri uygulanmalıdır. Estetik tasarımla güvenlik dengesini korumak için, yüzey geçişleri hem görsel hem dokunsal testlerle doğrulanmalıdır.

31. Kullanıcı temas yüzeylerinde sıcaklık 45°C sınırından düşük mü (IEC 60950 standardı)?

Ürünün kullanıcı tarafından dokunulan yüzeyleri (örneğin kasalar, tuşlar, metal kapaklar) çalışma sırasında 45°C'nin altında olmalıdır.

Bu sınır, IEC 60950 / IEC 62368-1 güvenlik standartlarında belirtilmiştir. Daha yüksek sıcaklıklara maruz kalan bölgelerde (örneğin güç regülatörleri veya motorlar) ısı yalıtımı, hava kanalı veya ısı bariyeri uygulanmalıdır. Kritik yüzey sıcaklıkları termal kamera veya sensörle ölçülmeli, prototip test raporlarına eklenmelidir.

32. Ürün yüzeyi el kaymasını önleyen dokuya sahip mi (mat, soft-touch vb.)?

Kullanıcıyla sık temas eden yüzeylerde (örneğin kavrama alanı, tutma kolu, buton çevresi) kaymaz yüzey dokusu kullanılmalıdır.

Mat, soft-touch, mikro dokulu (micro-pattern) veya lastik kaplama gibi yüzeyler, el terlemesi veya yağlı temas durumlarında dahi güvenli tutuş sağlar. Yüzey kaplamaları hem kimyasal dayanım hem de aşınma testlerinden (ASTM D4060, ISO 2409) geçirilmelidir. Aşırı parlak veya pürüzsüz yüzeyler, hem parlamaya hem de kullanımda kaymaya neden olabilir.

33. Taşınabilir ürünlerde ağırlık merkezi dengeli mi, devrilme riski yok mu?

Taşınabilir veya elde tutulan ürünlerde ağırlık merkezi (center of gravity), tutuş pozisyonuna göre dengeli olmalıdır.

Ağır bileşenler (pil, trafo, metal şase) mümkün olduğunca alt bölgeye veya denge eksenine yakın konumlandırılmalıdır. Ürün dik durduğunda devrilme eğilimi test edilmelidir (10° eğim testi). Dengesiz ağırlık dağılımı, uzun süreli kullanımda bilek yorgunluğu veya cihaz düşme riskine yol açabilir.

34. Kablo yönlendirmesi ve kablo uzunluğu kullanıcı konforuna uygun mu?

Kullanıcının cihazı rahat kullanabilmesi için kablo çıkış yönü, boyu ve esnekliği ergonomik olarak tasarlanmalıdır.

Kablo yönleri, cihazın tipik kullanım pozisyonuna göre belirlenmeli; örneğin masaüstü cihazlarda arkaya, taşınabilirlerde yana yönlendirme tercih edilmelidir. Aşırı kısa kablolar çekme zorlaması yaratırken, fazla uzun kablolar dolanma ve kırılma riski oluşturur. Kabloların esnekliği minimum bükülme yarıçapı (bend radius) kuralına göre tasarlanmalı ve strain-relief elemanlarıyla desteklenmelidir.

35. Kullanıcıya zarar verebilecek keskin kenar veya açık iletken parça bulunmuyor mu?

Ürünün dış yüzeyinde veya erişilebilir bölgelerinde keskin metal/plastik kenar, çıplak lehim, iletken pin veya yüksek gerilim taşıyan alan bulunmamalıdır.

Tüm açık yüzeyler izolasyon malzemesi veya koruyucu kaplama ile kapatılmalıdır.

Bu kontrol özellikle:

  • Güç girişleri
  • USB/şarj portları
  • Test pinleri
  • Mekanik montaj bölgeleri

için geçerlidir. Güvenlik kontrolleri, IEC 62368-1, EN 61010-1 veya UL 61010 standartlarına uygun şekilde yapılmalıdır.

Kullanıcı Eğitimi ve Deneyim Sürekliliği

36. Kullanım kılavuzu sade, görselli ve adım adım ilerliyor mu?

Kullanım kılavuzu, teknik bir dokümandan ziyade öğretici bir rehber olarak hazırlanmalıdır.

Metinler kısa, açık ve kullanıcı diline uygun olmalı; karmaşık cümlelerden ve teknik jargonlardan kaçınılmalıdır. Her adım numaralandırılmış sırayla ilerlemeli ve her bölümde görseller, ikonlar veya diyagramlar yer almalıdır.

Örnek: "1️⃣ Adaptörü takın → 2️⃣ Güç düğmesine basın → 3️⃣ LED yeşile döndüğünde cihaz hazırdır."

Bu yaklaşım, öğrenme süresini kısaltır ve kullanıcı memnuniyetini artırır. Kılavuz ayrıca PDF ve çevrimiçi (web) sürümleriyle erişilebilir olmalıdır.

37. Ürün üzerinde hızlı başlangıç rehberi (Quick Start Guide) veya QR kod var mı?

Ürünün kutu içeriğinde veya üzerinde kolay erişilebilir bir hızlı başlangıç rehberi (Quick Start Guide) bulunmalıdır.

Bu rehber, kullanıcıyı cihazı çalıştırmak için gereken ilk 3–5 adım hakkında bilgilendirir. Alternatif olarak, cihazın üzerinde veya ambalajında QR kod yer alarak, dijital rehbere, kurulum videosuna veya destek sayfasına yönlendirme yapılabilir.

QR bağlantısı her zaman uzun ömürlü bir web alanına (örneğin resmi ürün sayfasına) yönlendirilmelidir. Bu yöntem, destek çağrılarını azaltır ve kullanıcıyı dijital ekosisteme entegre eder.

38. Kullanıcı eğitimi veya çevrimiçi destek materyalleri erişilebilir mi (video, PDF, web portal)?

Kullanıcıların cihazı öğrenme süreci, yalnızca kılavuzla sınırlı kalmamalıdır.

Eğitici videolar, interaktif rehberler, PDF dökümanlar veya web portalı üzerinden erişilebilir çevrimiçi destek materyalleri sunulmalıdır.

Bu içerikler:

  • Görsel anlatımlı montaj veya bakım videoları
  • Sık sorulan sorular (FAQ)
  • Yazılım güncelleme veya kalibrasyon yönergeleri içerebilir

Destek materyalleri, hem mobil cihazlardan hem bilgisayardan erişilebilir şekilde optimize edilmelidir. Kullanıcıya bilgiye kendi hızında ulaşma özgürlüğü tanımak, memnuniyet oranlarını doğrudan artırır.

39. Kullanıcı geri bildirimleri (feedback) sistematik olarak toplanıyor mu (form, uygulama, saha ekibi)?

Ürünün piyasaya çıktıktan sonraki performansı, kullanıcı geri bildirimleri aracılığıyla sürekli izlenmelidir.

Geri bildirim toplama yöntemleri:

  • Mobil uygulama veya web formu
  • E-posta / QR tabanlı anket
  • Saha servis ekipleri veya satış sonrası raporları

Toplanan veriler, tasarım ekibine düzenli aralıklarla iletilmeli ve sınıflandırılmalıdır (örneğin: ergonomi, arayüz, performans). Sistematik geri bildirim toplama süreci, UX Loop'un ilk adımıdır — yani ürünün kullanıcıyla yaşayan, gelişen bir yapıya dönüşmesini sağlar.

40. Geri bildirimler ürün iyileştirme sürecine dâhil ediliyor mu (UX Loop)?

Toplanan kullanıcı geri bildirimleri, ürün geliştirme döngüsünün (Product Iteration Cycle) aktif bir parçası olmalıdır.

Bu bilgiler, yalnızca arşivlenmemeli; tasarım kararlarını etkileyen bir girdi haline getirilmelidir.

Örnek: "%35 kullanıcı güç tuşunun fark edilmediğini belirtti → revizyon B: kabartmalı buton + LED halkası eklendi."

Bu süreç, tasarım ekibi, yazılım mühendisleri ve ürün yöneticileri arasında düzenli UX Review toplantılarıyla yönetilmelidir. Geri bildirimlerin sistematik olarak işlenmesi, ürünün uzun vadeli başarısının en güçlü göstergesidir.

Testler ve Değerlendirmeler

41. Kullanıcı deneyimi testleri (UX test) prototip aşamasında yapıldı mı?

Kullanıcı deneyimi testleri, yalnızca nihai ürünle değil, erken prototip aşamasında gerçekleştirilmelidir.

Bu testlerde hedef, ürünün sezgiselliğini ve kullanılabilirliğini gerçek kullanıcı davranışları üzerinden ölçmektir.

Uygulanabilecek yöntemler:

  • Gözlemli prototip testi (Usability Observation)
  • Think-Aloud (Kullanıcı düşünme yüksek sesle) yöntemi
  • A/B karşılaştırmalı testler
  • Zaman ölçümü (task completion time)

Bu testlerin sonuçları, tasarım kararlarının temel verisi olmalı ve her gözlem için tasarım revizyonu yapılmalıdır. Erken aşamada yapılan UX testleri, sonradan ortaya çıkabilecek kullanıcı hatalarını dramatik biçimde azaltır.

42. Kullanıcı hatası kaynaklı durumlar analiz edilip tasarım revize edildi mi?

Tüm kullanıcı testlerinde gözlemlenen hatalı davranışlar, kararsızlıklar veya yanlış yorumlamalar, "user error log" olarak kaydedilmelidir.

Bu hatalar, yazılım veya donanım eksikliği değil, tasarım yönlendirme hatası olarak değerlendirilmelidir.

Örnek:

  • Kullanıcı güç tuşunu LED olarak algıladı → tuş rengi ve dokusu revize edildi
  • Menüde "ayarlar" ikonu anlaşılmadı → ikon metinle desteklendi

Bu bulgular düzenli UX review toplantılarında değerlendirilip ürün revizyonuna dönüştürülmelidir. Bu yaklaşım, human error–resistant design prensibini destekler.

43. Ergonomi ölçümleri (el açıklığı, ekran açısı, basma kuvveti) testlerle doğrulandı mı?

Ergonomik tasarım varsayımları, fiziksel testlerle doğrulanmalıdır.

Ölçülmesi gereken temel parametreler:

  • El açıklığı / erişim aralığı → Tuş konumlandırma doğrulaması
  • Ekran açısı / görüş hattı → Okunabilirlik ve yansıma testi
  • Tuş basma kuvveti → Ortalama 60–100 gF (ergonomik sınır)

Bu testler ISO 9241 ve IEC 62366 standartlarına göre yürütülmelidir. Sonuçlar "Ergonomic Validation Report" olarak kayıt altına alınmalıdır.

44. Kullanıcı memnuniyet anketi (CSAT, SUS skoru) 80 veya daha yüksek hedefiyle ölçülüyor mu?

Ürün memnuniyeti, kullanıcı testleri sonrasında CSAT (Customer Satisfaction Score) veya SUS (System Usability Scale) yöntemleriyle ölçülmelidir.

Hedef skor: SUS 80 veya daha yüksek / CSAT %90 veya daha yüksek olarak belirlenmelidir.

Bu metrikler, ürünün kullanıcı tarafından ne kadar kolay ve memnuniyetle kullanıldığını objektif olarak gösterir. Her büyük yazılım veya donanım revizyonu sonrasında bu ölçüm tekrarlanmalı, skor düşüşleri ürün geliştirme sürecine geri bildirim olarak aktarılmalıdır.

45. Erişilebilirlik testleri (kontrast, navigasyon, etiketleme) standarda uygun şekilde tamamlandı mı?

Ürünün tüm dijital ve fiziksel arayüzleri, erişilebilirlik standartlarına göre test edilmelidir.

Test kapsamı:

  • Renk kontrast oranı: minimum 4.5:1
  • Navigasyon yapısı: ekran okuyucularla (screen reader) uyumlu
  • Etiketleme: tüm buton, ikon ve alanlar için "alt text" veya dokunsal işaret mevcut

Bu testler WCAG 2.1, EN 301 549, ISO 9241-171 standartlarına göre yürütülmelidir. Erişilebilirlik onayı, ürün sertifikasyonunun parçası olarak "Accessibility Compliance Report" dokümanına eklenmelidir.


Not: Bu kontrol listesi, ürünün kullanıcıyla olan fiziksel ve dijital etkileşimini değerlendirmek, kullanım kolaylığını artırmak ve farklı kullanıcı profillerine erişilebilir bir deneyim sunmak için hazırlanmıştır. Her madde, ilgili uluslararası standartlara referans vererek kullanıcı odaklı tasarımdan erişilebilirlik testlerine kadar tüm aşamalarda en iyi pratiklerin uygulanmasını hedefler. Ürününüzün özel gereksinimlerine göre bu listeyi genişletebilir veya özelleştirebilirsiniz.